Çevrimiçi Dil Sözlükleri

come as a shock

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
shock n	(emotional)	şok, sarsıntı i.
		darbe i.
	The shock of her father's death really hurt her.
	Babasını kaybettikten sonra geçirdiği şok onu çok kötü etkiledi.
	Babasının ölümü büyük bir darbe oldu.
shock n	(medical condition) (tıp)	şok i.
	The patient is in shock from blood loss.
shock n	(of explosion) (patlama sonucu, vb.)	sarsıntı i.
	The detonation of the charge caused a shock that could be felt miles away.
shock n	(of earthquake) (deprem)	sarsıntı i.
	The shock could be felt over many kilometres.
shock [sb]⇒ vtr	(emotional: upset)	şok etmek, sarsmak geçişli f.
		dehşete düşürmek geçişli f.
	The news of her father's death shocked her.
	Babasının ölüm haberi Deniz'i şok etti (or: sarstı).
	Deprem bölgesinden yayınlanan görüntüler tüm ülkeyi dehşete düşürdü.
shock [sb] vtr	(scandalize)	şok etmek, çok şaşırtmak geçişli f.
		dehşete düşürmek geçişli f.
	When the senator took off his trousers, he shocked the entire legislature.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Ek Çeviriler
İngilizce		Türkçe
shock of hair n	(unruly mass of hair)	karışık saç, dağınık saç i.
	His face was surrounded by a shock of black hair.
shock n	(jarring impact)	darbe i.
		sarsıntı i.
		çarpışma i.
	The shock of the collision was enough to write off both cars.
	The shock of their bodies colliding knocked both rugby players to the ground.
shock n	(electric shock)	elektrik şoku i.
	If you touch the bare wire, you will get a shock.
shock⇒ vi	(cause scandal)	skandal yaratmak f.
	The news of corruption will shock mightily.
shock [sb]⇒ vtr	(electricity) (birisine)	elektroşok uygulamak f.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Bileşik Şekiller:
İngilizce		Türkçe
culture shock n	(anxiety in an unfamiliar culture)	kültür şoku i.
	Moving from Chicago to a rural Mexican village was a real culture shock.
electric shock n	(electric current entering the body)	elektrik çarpması i.
	Touching a bare wire will give you an electric shock.
get a shock v expr	informal, figurative (be unpleasantly surprised)	şok olmak f.
		çok şaşırmak f.
	I got a shock when I found your wife naked in my bed.
get a shock v expr	informal (feel jolted by electrical current)	elektrik çarpmak f.
	I always get a shock when I touch a car.
in shock adj	(body: weak from trauma) (travmadan sonra)	şok geçiren s.
	Patients who are in shock require immediate hospitalization.
in shock adj	(shocked, astounded)	şok olmuş, şokta s.
	I'm still in shock after winning the lottery.
shock absorber n	(makes vehicle ride more smoothly)	şok emici, darbe emici i.
		amortisör i.
	Riding on this bumpy road is teeth-jarring without good shock absorbers.
shock wave n	(air pressure after explosion) (patlama sonrası)	şok dalgası i.
shock wave n	figurative, usually plural (violent disturbance) (sıkıntı, mecazlı)	şok dalgası i.
	The scandal sent shock waves through the whole community.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

come as a shock' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

• Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.

"come as a shock" için Google Çeviri'nin tercümesine göz atabilirsiniz.

Diğer dillerde: İspanyolca | Fransızca | İtalyanca | Portekizce | Romence | Almanca | Hollandaca | İsveççe | Rusça | Polonyaca (Lehçe) | Çekçe | Yunanca | Çince | Japonca | Korece | Arapça